Yirmi kadar köpeğin bulunduğu kafese atıldığında, yeni bir hayata başladığını sezdi. Neyse ki, iri yapılıydı. Sataşanı, ‘Bulaşanı fena boğazlarım!’ diye uzak tutabildi. Çok geçmeden aşı sırası geldi. Kulağına klips geçirdiler. 1051 numaralı sahipsiz köpek olarak, mahallenin birine salıverdiler.
Sokak hayvanlarının hayatta kalma mücadelesi, unutulmaz bir dayanışma örneği!
Hızlı Tosbi, Muhteşem İkili ve Şaşkın Cengâver gibi sevilen çocuk kitaplarının yanı sıra eski Anadolu uygarlıklarını canlandırdığı benzersiz romanlarıyla da tanınan ödüllü yazar İsmet Bertan, yeni romanında çocukların dikkatini yine hayvan haklarına çekiyor. Bertan, belgeselci gözlem gücü ve sinematografik diliyle insanları, sokaktaki hayvanların gerçek dünyasına götürüyor. Anlık heveslerle eve alınıp, eskimiş bir süs eşyası gibi sokağa atılan hayvanların yaşam mücadelesini onların gözünden aktaran roman, okurunu sokak hayvanlarının zor koşullarına tanık ediyor. Görünüşleri gibi karakterleri de, sorunları da farklı olan üç hayvanın arkadaşlığını işleyen kitap, ülkemizde endişe uyandıran yasa tasarısının gündeme taşıdığı hayvan haklarının görmezden gelinmesi konusunu ustaca ele alırken, sevgi ve dayanışma üzerine etkileyici bir öykü anlatıyor.
Konu Özeti
Yavru bir köpekken bir ailenin yanına taşınan Hödük’ün ev hayatı uzun sürmez: Sahiplerinin hevesinin kaçmasıyla kendini sokakta bulur. Birçok tehlikeyle dolu sokaklarda başıboş dolaşırken, fino cinsi bir köpek olan Güdük ve yavru kedi Bıdık ile tanışır. Evden atıldığını bir türlü kabul edemeyen Güdük’le, ezildiğini bilmediği annesini arayıp duran Bıdık, Hödük’ün dostluğuna sığınırlar. Ancak, sokağın çetin koşullarında pati patiye veren üçlünün peşine Kara Köpek Çetesi düşmüştür…