Aleks, yaptıkları halka çöreklerin dükkândan alınanlar kadar lezzetli olabileceğini düşünmeye bile çekinmişti; ama bunlar, o kadar lezzetliydi işte… Aslında, daha bile lezzetliydi. “Herkes bunlara bayılacak,” dedi Liza. “O kadar satacaklar ki-” “Peynir ekmek gibi,” diye tamamladı onun sözünü Mark.
Lezzetli mi lezzetli bir dayanışma örneği!
Şaşırtıcı karakterlerle kurgulanmış mizahi dedektif romanlarıyla tüm dünyada beğeni kazanan İngiliz yazar Alexander McCall Smith, bu kez çocukların dilinden konuşuyor. “Abur Cubur Peşinde” dizisinin dördüncü kitabı sımsıcak bir dayanışma ve yardımlaşma öyküsü anlatıyor. Dört kitaplık dizi, çocukların çok sevdiği bazı yiyeceklerin üretimden tüketime az bilinen yolculuğunu, eğlenceli ve sürükleyici maceralarla kurguluyor. İlköğretime yeni başlayan çocuklar, zevkli bir okuma serüvenine dalıyor ve her kitapta kendilerini zekice kurgulanmış yeni bir serüvenin içinde buluyor. Hem çok eğleniyor, hem de okumayı daha çok seviyorlar. Usta illüstratör Ian Bilbey’in resimlediği dizi, çocuklukta edinilen deneyimlerin önemine de dikkati çekiyor, düşle gerçeği ustalıkla bir araya getiriyor.
Konu Özeti
Okuldaki hademenin arabası çalınınca, çocuklar ona yeni bir araba almak için halka çörek yapıp satmaya karar verirler. Çörekler o kadar sevilir ki, çocuklar daha fazlasını satabilmek için bir mektup zinciri kurup yardım isterler. Ancak, çok sayıda kişi çörek göndermeye başlayınca işler karışır. Postayı durdurmak olanaksızdır artık…