Hayatta kalanlar bir tren istasyonuna kadar gidebildi; istasyonsa başka yollar demekti. Uzun, çok uzun sürdü yolculuk. Nedense aklında en çok o sarı vaşak kaldı. Belki bu yüzden, sonraki hayatı o kedi benzeri vaşağın ona çizdiği yol oldu. Hem var, hem yok. Benim dedemdi o.
İki ayrı dönem, iki ayrı saklambaç, ikisi de oyun değil!
Ödüllü yazar Müge İplikçi ON8’de yayımlanan bu ilk romanında, ihlal edilen ülke gerçeklerinin izini sürerken, sıradışı bir bellek koridoru açıyor. 18 yaşındaki Funda’nın dedesi Sami Bey’in çocukluğunda yaşadığı trajediyi anlatmasıyla başlayan roman, unutturulmak istenen gerçekleri, medyanın bile görmezden geldiği acıları ele alıyor. Köprü Kitaplar koleksiyonu için yazdığı ilk gençlik romanı Yalancı Şahit’le Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği 2010 Yılın En İyi Gençlik Romanı Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen yazar, Uçan Salı, Acayip Bir Deniz Yolculuğu ve Kömür Karası Çocuk adlı çocuk romanlarıyla da çok seviliyor.
Konu Özeti
“Gerçek yorar insanı. Yalandan beslenenleri ürkütmemek lazım! Yalan, bu dünyada gerçeğin kendisinden daha hükümlüdür,” diyor Funda’nın dedesi Sami Bey. Genç Funda, okul, aile ve kimlik cenderesinden bir çıkış yolu ararken, es geçilmeye çalışılmış bir geçmişin ayak izlerini takip ediyor. Bu yol, izlenme rekorları kıran bir televizyon programının stüdyosuyla kesiştiğindeyse, belleğin zamansız ve kuralsız oyunları başlıyor…