16 Eylül 2013. Yeni eğitim-öğretim yılı başlıyor. Okullar kapılarını öğrencilerine açarken, kimi sevinç kimi hayal kırıklığı yaşayacak bugünler. Resmi program kâh yaratıcı, kâh usulden yorumlanacak, uygulanacak; milyonlarca çocuk, genç bir yıl daha büyümeye, fark etmeye, anlamaya, olgunlaşmaya akacak…
Yeni okul yılından dileklerim var. En büyük dileğim, eğitim anlayışlarımızın ve uygulamaların çocuklarımızın mükemmel varlıklarında herhangi bir örselenme yaratmaması, herhangi bir engele dönüşmemesi. Bu kez daha çok öğretmenin, eğitim yöneticisinin bunu başarmasını, başarmak için çabalamasını diliyorum.
Öğrencilere edebiyatın özgürce önerildiği bir yıl olmasını diliyorum. Çünkü edebiyat, seçilmesi, zorlanması gereken değil, sunulması ve önerilmesi gerekendir. Okumaya heveslendirilmesi, yaratıcı yollarla merak uyandırılması gerekendir. Okuma sonrası not derdine düşülmesi gereken değil, insanı geliştiren felsefi sorgulamalara, bireysel keşiflere neden olandır. Bu anlamda, izleri en kalıcı, en içsel eğitim değil midir edebiyat?
Öğrencilerin daha önce karşılaşmadıkları, bilmedikleri yeni edebiyat türlerini ve yeni yazarları tanıdıkları, okudukları bir yıl olmasını diliyorum. Edebiyata güvenmeyi başardığımız, cümlelerden, sözcüklerden, deyiş ve düşüncelerden korkmadığımız, sansürlemeye çalışmadığımız, kendimize de, öğrenciye de inandığımız, saygı duyduğumuz bir yıl olmasını diliyorum.
Ülkemizi değiştiren özgürlük ateşi, okullarımızı da etkileyecek. Öğrencinin gençlik alevi olmayacak yalnızca ateşi harlayan, öğretmenlik mesleğinin o benzersiz kılavuzluğu, kucaklayan hoşgörüsü, engin sağduyusu olacak. Öğretmenim oldukları için mutluluk duyduğum, her gün özlemle andığım sevgili öğretmenlerimin geçmişte bizler için yarattığını, bugünün genç öğretmenlerinin daha güçlü başarabileceğine eminim.
Yeni okul yılının, ülkemizin geleceğine özgüvenle, cesaretle, azimle katkı sağladığımız unutulmaz bir yıl olmasını diliyorum.
