Bu yıl 28 Ekim’de açılan 25. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı 5 Kasım akşamı kapanana kadar dokuz gün geçirdik Büyükçekmece Gölü havzasının sert ikliminde. İstanbul, fuarın dördüncü günü sellerin ve su taşkınlarının neden olduğu korkunç bir trafiğe yenik düştü; sekizinci günse yılın ilk karı, hem trafiği hem yaşam koşullarını olumsuz etkiledi. Son bir hafta içinde bütün ülkeyi acıya boğan seller ve su taşkınları, aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu onlarca insanımızı yuttu. Afet öldürmez; afete dayanıksız yapılarda yaşamak ve gerekli önlemi, zamanında almamak öldürür, gerçeği bir kez daha acıyla kanıtlandı…
Ülkeyi kasıp kavuran bu dokuz gün süresince Günışığı Kitaplığı, büyüyen ve yenilenen fuar standında sözcüğün tam anlamıyla bayram coşkusu yaşadı oysa. Her yaştan okurlarımız, kitaplarımızla, yazarlarımız ve illüstratörlerimizle heyecan ve sevinçle kucaklaştı. 10 yıldır nitelikli edebiyat eserlerini özenle yayımlama kararlılığımızın, her koşulda sadık kaldığımız ilkeli ve tutarlı yayıncılık anlayışımızın ne denli haklı ve gerekli bir inat olduğunu bu fuarda daha iyi anladık.
Bu yıl, kitaplarımızı bilinçli bir tavırla inceleyen çocuk okurlarımızın sayısındaki inanılmaz artış bizi çok etkiledi. Küçüklü büyüklü okurlarımız standımızda uzun zaman geçirdiler; kitapları ellerine alıp, evire çevire incelediler; birkaç paragraf ya da sayfa okudular; satış elemanı arkadaşlarımızla görüş alışverişinde bulundular; kararlarını özgürce vererek diledikleri kitapları alıp gittiler.
Standımıza gelen çocukların ve gençlerin kimi, geçen yıl standımızdan aldığı kitapları nasıl okuduğunu, bu kez neleri almaya geldiğini anlatırken; kimi, kitaplarıyla okulda tanıştıkları bir yazarın başka hangi kitapları olduğunu soruyor; kimiyse, yalnızca yeni çıkan kitaplarımızı görmek istiyordu. Geçen yıllarda Çocuk Kitaplar grubundaki kitapları okuyan önemli sayıda okurun bu yıl Genç Kitaplar grubundaki romanlarla ilgilenmesi; artık yeni tür okumalara ve konulara yelken açtıklarını görmek bizi ayrıca çok mutlu etti.
Geçen yıllarda sıklıkla karşılaştığımız ve konuya, “Bir liraya kitap var mı?” ya da “Ucuz kitap var mı?” sorularıyla yaklaşan, koridorlarda kitaparası, şapka ya da broşür toplayarak koşar adım dolaşan çocuklarımızın yerini daha çok kitaplara bakan, inceleyen, anlamaya çalışan, karar veren, parasını hesaplayıp denkleştirerek özgürce seçtiklerini satın alan çocuklar almıştı.
Dünyadan ve ülkemizden değerli çocuk ve gençlik kitaplarını özenle yayımlayan yayınevimiz, dokuz gün gibi kısacık bir sürede okurlarıyla 10 yılın kucaklaşmasını yaşadı. Bu gurur veren büyük sevinç için, fuara heyecanla hazırlanan yayınevimizin satış-pazarlama bölümünden muhasebeye, editörlükten grafik atölyesine kadar bütün bölümlerinde çalışan sevgili iş arkadaşlarıma; değerli yazarlarımıza, illüstratörlerimize, çevirmenlerimize; aydınlatan, güçlendiren görüşleri ve sonsuz destekleriyle her zaman yanımızda olan dostlarımıza ve nitelikli edebiyat kitaplarını okumanın her geçen gün çoğalan bir keyif olduğunu kanıtlayan geniş okur kitlemize teşekkür ederim.
Nice kitaplara, nice kucaklaşmalara!
