Sıcak çikolata tadı başka nede var!

Sıcak çikolata adı bile hepimizin içini ısıtır. Şu karlı günlerde çocuklarla dumanı tüten birer sıcak çikolata paylaşmanın tadına eş ne olabilir? Sıcacık bir öyküyü, eğlenceli bir macerayı kucak kucağa, yanak yanağa okumak olabilir mesela. Keşke her çocuğun böyle bir şansı olsa. Sadece kendi çocuklarımızla değil, çevremizdeki başka başka çocuklarla da yapabiliriz bunu. Ülkede bunca yoksunluk varken, minik kalplere yakın durmanın bizi güçlü kılacağı tartışılmaz.

İşte yeni yıla girdik, o hızla yarıyıl tatiline ulaştık ve geride bıraktık bile. Kar tatili denen “en güzel şey”in ardından, çocuklar, gençler için on beş günlük sefa vardı. Hem dinlenmek, hem okul stresinden uzaklaşıp sevilen uğraşlarla haşır neşir olmak fırsatıydı bu. Umarım, fırsatı gönüllerince değerlendirebilmişler ve zorunlu okumaların dışında, keyiflerince kitap da okuyabilmişlerdir; polisiye maceralar, çizgi romanlar, fantastik maceralar, karikatür albümleri ya da fıkra kitapları…

Son yıllarda özellikle dijital mecralarda fazlaca yayınlanıyor, pek çoğumuzu yönlendiriyor ama hiç değilse tatilde şu okuma listelerine ihtiyaç duymasak keşke; çocuklar kitapçıda özgürce seçebilseler istediklerini. Her tür tatilde hiç değilse bu konuda özgürleşebilseler; hepsinin hakkı bu aslında.

Herkesi memnun edecek kitap zordur belki ama farklı farklı beğenilere uygun çok sayıda kitapla dolu kitapçı rafları. Ben birkaç ilginç örnekle yolu açayım, çocuklar kitapçıda neler neler bulurlar nasılsa.

Büyük küçük hepimizin sevdiği kitapların yaratıcısı, ünlü mizah ustası Behiç Ak’ın son çocuk romanı taze taze çıktı geldi: Bebek Annem (Günışığı Kitaplığı). Ak’ın öbür kitaplarında da olduğu gibi ilginç karakterlerle, değişik konularla dolu bir hikâye bu. Şehir meydanında hiç hareket etmeden duran metalik bir adam var, hasta annesinin normal yaşamına geri dönmesi için çabalayan bir ilkokul öğrencisi var, örgü örme cemiyeti kuran site sakinleri ve muhteşem bir mantı partisi var…

Yok, daha çok gizem severiz diyorsanız, senaryo tadında romanlarıyla sevilen Sevgi Saygı’nın meraktan yerimizden zıplatan üçlemesi tam isabet: Babam Nereye Gitti?, Amcama Neler Oluyor? ve Gizemli Günler (Günışığı Kitaplığı). Dizinin daha ilk kitabında gizemli kayboluşların peşine düşen Memo ile Ceren’i izlememek mümkün değil; üç kitap boyunca birbirinden bağımsız çözülen düğümler şaşkınlık verici.

Gülerek okumayı yeğleyen az daha küçüklere, Alman yazar Paul Maar’ın dizisi Sams’ın Maceraları uygun bir seçim olabilir. Tanıtımlarında yazdığına göre, dizi sadece Almanya’da bir milyon okura ulaşmış. Sinemaya da uyarlanmış. Denemekte yarar var. Beşinci kitabının adı, Sams Tehlikede (Türkçeleştiren: Süheyla Kara, Can Yay.).

Ortaokul olgunluğuna yaklaşmış çocuklar için de, çok sayıda çocuk kitabıyla küçük kalpleri fethetmiş yazar Sevim Ak’ın Gazete Fısıltıları’nı (Can Yay.) önermeden geçmeyelim. Okur, kaybolan Mert’in ardına takılıyor bu sefer. Hayri kim, Suso kim? Okumayana ipucu vermek yok.

“Fısıltı”yı okuyabilen çocuklar, Gazeteci Çocuk (Türkçeleştiren: Alaz Özbek, Kırmızı Kedi Yay.) gibi, tatilde “çalışan” bir çocuğun başından geçenleri de pek güzel okuyabilir. Amerikalı bir gazeteci olan yazar Vince Vawter aslında kendi yaşamöyküsünden yola çıkmış ve konuşma zorluğu çeken bir delikanlının çevresinde merak uyandırıcı bir yapboz kurmuş. Victor’un parçaları birleştirmesini izlemek sabırsızlık yaratıyor.

Çocuk kitaplarının önemli bir özelliği var: Anneler, hepimizin kıymetlileri, hep merak içindedir, çocuklarım ne yapıyor, ne okuyor, diye. Bu nedenle, onlar da, hatta büyükanne ve büyükbabalar da sık sık okur çocuk kitaplarını. Hem çocuklarıyla öyküyü paylaşmak, hem torunlarıyla birlikte okumak keyif verir onlara. Bazen sırf kendimizi iyi hissetmek için, güzel zaman geçirmek için de okumaz mıyız çocuk kitaplarını? Okumuyorsanız da deneyin bakın.

Bu büyülü edebiyatın biz yetişkinlerin hasarlı yüreğine şifa veren, umut aşılayan bir yapısı var: Ne kadar hüzünlü, acılı olursa olsun, mutlaka umutla, sevgiyle harmanlanmıştır çocuğa yazılan has edebiyat. Sonunda mutlaka kucaklar okurunu, yarına devam etme duygusunu perçinler içinde. Hayatın sert gerçekleriyle hırpalanırken, bir çocuk kitabının sıcak çikolata tadındaki bu şefkati hepimize nasıl da iyi gelir. Kimimiz bunu keşfetmiştir çoktan ya, biz keşfetmemiş olanlara seslenelim: Pek çok farklı baskısı satışta olan Küçük Prens’lerden birini alıp, bir de komşu çocuğu, kuzen, torun, evlat, hangi çocukla paylaşabilecekseniz onu yamacınıza oturtup, şöyle minderlere yaslanın ve… işte huzur!

 

* Bu yazı, Happy Nest Bülteni’nin Şubat 2017 sayısında, yazarın Gönül Çelen adlı köşesinde yayımlanmıştır.

Scroll to Top
Scroll to Top