Hester elini boynuna götürmeye çabaladı; ama ilaç etkisini çok çabuk gösteriyordu, kol ve bacakları artık itaat etmez olmuştu. Bağırmaya uğraştıysa da, baykuş ötüşü gibi bir ses çıkarabildi yalnızca. İleriye doğru bir adım attı, düştü; yüzü, adamın çizmelerinin dört beş santim yakınına geldi. Adamın, “Çok üzgünüm,” dediğini duydu; sesi titrek ve uzaktı.
2005 Amerikan Kütüphaneler Birliği (ALA) En İyi Kitap Ödülü
Kentler yürürken, dünya yerinde sayıyor!
Yürüyen Kentler’in devam kitabında macera tırmanıyor. Kitapları bilimkurgu klasikleri arasına giren Philip Reeve, üstün teknolojilerle işleyen bir geleceği canlandırdığı dizide, kentlerin ve insanların verdiği acımasız hayat mücadelesini gözler önüne seriyor. “Yürüyen Kentler” dizisinin ikinci kitabında, teknoloji hangi noktaya gelirse gelsin, siyaset de, ihanet de yine yerinde sayıyor.
Konu Özeti
Issız buzullarda soluk soluğa bir kovalamaca sürerken, beyaz kent Anchorage, devasa demir paletleri üstünde Buz Diyarı boyunca Ölü Kıta’ya doğru sessizce ilerliyordu. Varacakları yer, epey hasar almış, başıboş sürüklenen havagemisinin umutsuz iki pilotu Tom ve Hester için bir sığınak olabilir miydi? Sokaklarında hayaletlerin ve deliliğin kol gezdiği bu tuhaf kent, tehlike ve karışıklıklarla dolu bir ateş fırtınasına doğru sürüklenmekteydi…