Postacının kızı Ayçelen’e göstereceğim bir pantolonum var artık. Kısa pantolunmuş. Olsun. Önlük kumaşındanmış. Olsun! İlhami Abi’yle Hayri Abi, “Pantolon bizim önlüğün artığından,” diyerek dalga geçeceklermiş. Geçsinler! Ahh be! Bir de cebi olsaydı!”
Çukurova’nın sıcaklığını ve sesini taşıyan öyküler!
Çağdaş edebiyatımızın, gençler ve çocuklar için de roman ve öykü yazan ustalarından, şair Nihat Ziyalan, bu kez çocukluk yıllarından kesitleri gülümseten öyküler halinde aktarıyor. 2. Dünya Savaşı’nın neden olduğu korku ve güvensizlik ortamında, Adana’nın yoksul mahallesinde büyüyen bir çocuğun yaşamını, onun gözünden ve dilinden sunuyor okura. Savaşın yarattığı gerginliği ve kaygıyı yetişkinlerin cephesinden de, duru çocuk algısından da ustalıkla yansıtan yedi öyküden oluşan kitap, yöresel sözcük ve vurgularla derinleşen sıcak anlatımıyla, çocukları edebiyatla buluşturacak bir başyapıt.
Konu Özeti
Kitapta yer alan yedi öykü: Yılın Sünnet Düğünü, Kısa Pantolonlu Sevda, Ayçelen, Yılanlı Kale, Sabahleyin de Böyle Tökezlenerek Yürümüştüm, Aferin Alacakmışçasına Koşa Koşa Giden Bir Su, Bugün Arife Yarın Bayram.