Teo, dağın hüznüyle başa çıkamadı; ‘Doğu’daki bir inanca göre, ölüm ve yaşam, kış ve yaz, birbirinin zıddı değil, birbirinin devamı,’ dedi. ‘Mesela siyah ve beyaz birbirinin aksi olabilir mi, onlar yalnızca iki farklı renk.’
Dağcı gençlerin duygusal iniş çıkışlarla dolu keşif yolculuğu.
Roman ve öyküleriyle sevilen İzmirli yazar Hacer Kılcıoğlu, aynı mahallede büyümüş üç ünlü sanatçının çocukluk ve gençliğini anlattığı, tasarım ödüllü anı-öykü kitabı İzmir’de Üç Çocuktuk’un ardından, yine gençler için duygu dolu bir umut ve arayış romanı yazdı. Türkiye’nin yüksek bir dağına tırmanmak için yola çıkan dağcı gençlerin, zorlu tırmanışta kendi içlerindeki engelleri de aşma çabasını anlatan roman, yetişkinlik yolundaki bireylerin karmaşa dolu iç dünyasını satırlara yansıtıyor. Zirve yolunda bir yandan doğanın mucizelerine ve katıksız güzelliğine tanık olurken, bir yandan da onun vahşi gücü karşısında kendini sınayan gençler, birlikte hareket ederken doğa kadar zengin olan insan yaşamının derinliklerine inme fırsatını da buluyorlar. Yazarın özgün üslubuyla farklılaşan roman, aile ilişkilerinden dağcılığa, meditasyondan iç keşiflere dek birçok konuya gencin gözünden bakıyor. Doğaseverlerin ve hem kendisiyle hem çevresiyle armoni yakalamaya çalışanların severek okuyacağı bir ilkgençlik romanı.
Konu Özeti
Yedi dağcı gencin önünde, Kaçkar Dağı göğe yükselmektedir. Doğanın kucağında bir hafta, yüreklerde umutlar, hayaller, kırıklıklar ve öfke… İçlerinden birinin, çakır gözlü Leyla’nın öfkesi çok tazedir. Fena halde huzurunu kaçıran bir keşfin ardından kendini dağlara vurmaya karar vermiştir. Ama geçmiş ve gelecek, yol boyunca gençlerin yakasını bırakmayacaktır. Zirve kendini hissettirdikçe, tehlikeler de, aşklar da, göz alıcı kar beyazlığıyla önlerinde serilecektir…