Ayşe ve Ali, ÇOCUK SEVMEZ bir şehirde yaşıyor.

Ayşe ve Ali, evlerinin önündeki sokağı kullanamıyor. Sokakta ip atlayamıyor, dışarıda hava alamıyor, arkadaşlarıyla açık havada rahatça bir araya gelemiyor, güneş ışınlarından yeterince faydalanamıyor; ne sek sek, ne top ne de başka bir oyunu oynayabiliyor.

Ayşe ve Ali, çoğunlukla kapalı mekânlarda yaşamak zorunda. Bu tür yaşam “onların doğalı” olarak kabul ediliyor artık.

Hangi yetişkine sorsalar, “O eskidendi” diyor. “Biz çocukluğumuzda doya doya sokaklarda oynadık, ağaçlara tırmandık, bisikletimize bindik. Boş arsalarda top oynadık. Artık geçti. Siz ‘ev içi’ kuşağısınız… Sokaklarda, bahçelerde değil, ancak internette dolaşabilirsiniz. Yalnızca elinizdeki ekranlarla dışa açılmaya ve sosyalleşmeye çalışabilirsiniz.”

Oysa yaşadıkları, “Ayşe ve Ali’nin doğalı” falan değil.

Ayşe ve Ali, ÇOCUK SEVMEZ bir şehirde yaşıyor, hepsi bu. Planlanırken, geliştirilirken, yönetilirken milyonlarca çocuk yokmuş gibi davranılan bir şehirde yaşıyorlar.

Ayşe ve Ali diyor ki: “Araçların giremediği hiçbir sokak yok ama çocukların giremediği sokak tonla… Hatta, hepsi böyle!”

“Mahallelerde araçların giremediği sokaklar olamaz mı? Mahallelerde her gün belli saatlerde belli sokaklar arabalardan arındırılamaz mı?”

“Kaldırımlara resim yapmak istiyorum.”
“İnternette sek sek oynamak zor oluyor.”
“Kaldırımlar ÇOCUK DOSTU olamaz mı?”

“Kahvehanelerde her gün aynı insanlar tavla oynuyor. Buralar, haftanın bir günü… tamam tamam, en azından yarım günü çocuklara verilemez mi?”

“İşyerleri, binalar, okullar ÇOCUK DOSTU hale getirilemez mi?”
“Her sokakta özgürce oynayacağımız boş arsalar, bahçeler bulunamaz mı?”
“Her mahallede önünde bahçesi olan bir çocuk kütüphanesi olamaz mı?”

Yetişkinler susuyor.

Ayşe ve Ali sokağa çıkmak, oyun oynamak, arkadaşlarıyla buluşmak istiyor.
Ayşe ve Ali mahalleli olmak istiyor.
Ayşe ve Ali kentli olmak istiyor.
Ayşe ve Ali, ÇOCUK DOSTU bir şehirde yaşamak istiyor.
Çocuk Dostu sokaklarda koşmak, bisiklete binmek istiyor.
Çocuk Dostu kaldırımlarda yürümek istiyor.
Çocuk Dostu ulaşım araçlarına binmek istiyor.
Çocuk Dostu binalarda eğitim görmek, yaşamak istiyor…
Çocuk Dostu parklarda dolaşmak istiyor.
Çocuk Dostu mahalle kitaplıklarında kitap okumak, etkinliklere katılmak istiyor.

Yetişkinler susuyor.

Onlar “ev içi” kuşağı değiller… Sadece içeride kalmaya mahkûm edilmişler.
Onlar, bizim sokağın çocukları, bizim mahallenin, bizim kentin çocukları…

Ayşe ve Ali, onlardan çalınmış sokakları, ağaçları, parkları, mahalleleri geri istiyor.

Ayşe ve Ali, ÇOCUK DOSTU şehirlerde büyümek istiyor.

* 23 Nisan 2021 tarihinde TMMOB’un sitesinde yayınlanmıştır.

Scroll to Top
Scroll to Top